Nereden Güç
Alıyorlar ?

Çokuluslu tütün şirketleri için tütün bağımlısına dönüştürdükleri insanlar sadece sayısal değerler olarak görülüyor… İnsani zaaflarımızı biliyorlar ve duygusal yoldan bize ulaşabilmek için pazarlama, reklam ve satış gibi direkt taktiklerin yanında spor, müzik vb. kültürel etkinlik sponsorluğu, markanın başka ürünlerde kullanımı, birlikte markalama gibi birçok dolaylı taktikten de yararlanıyorlar1

Ancak yılda 700 milyar dolarlık pastayı artırmak için bunlar da yetmez.2 Tütün endüstrisi aynı zamanda yasal düzenlemeleri önlemek, sorumluluk ve eleştirilerden kaçmak için de taktikler geliştirir.

Politikacılara yönelik lobi faaliyetlerinde bulunur. Sosyal sorumluluk projeleri geliştirme gibi doğrudan algı oyunları yapar.

Kapalı kapılar ardında halk sağlığı savunucularının faaliyetlerini baltalar.

Ücretli danışmanlar tutar ve bilim insanı satın alma gibi gizli taktikler kullanır.1,3

Müzik, sanat, bilim gibi yaşamlarımıza keyif katan ne varsa ölümü satmak için sınırsızca kullanır.

Endüstrinin Maşası; Ön Gruplar!

Tütün endüstrisinde bilinen büyük firmalar, çok yüzlü şebekenin sadece bir yüzüdür. Bu firmaların tütün ürünlerinin yetiştirilmesi ve hazırlanması, dağıtılması, tanıtımı ve lobi faaliyetleri farklı yüzlerle, farklı isimlerle/markalarla gerçekleştirilir. Endüstri bunun için ön gruplar adı verilen maşalarını kullanır. Ön gruplar, görünürde bir grubu veya görüşü temsil ettiğini ileri süren, ancak arka plandaki destekçisi gizli olan yapılardır. Tütün şirketlerinin; düşünce kuruluşları, halkla ilişkiler firmaları veya lobi grupları gibi ön grupları kullandıkları uzun yıllardır bilinmektedir. Bu yapılar bazen endüstri tarafından sadece mali olarak desteklenmekte veya firmalara bağlı olarak çalışmaktadır.3


Para ödeyip itibar satın alıyorlar. Aslında harcanan, hayatlar oluyor…

Kimse milyonları öldüren bir organizasyona bütünüyle güvenemez. Dolayısıyla, tütün endüstrisinin kendi itibarı ve sözünün güvenilirliği çok azdır. Onlar da çareyi, çirkin çıkarlarını başkalarının da çıkarınaymış gibi göstermekte bulur. Endüstri, ön gruplar vasıtasıyla hem ulusal, hem de uluslararası düzeydeki ‘Sigara karşıtı’ düzenleme ve yönetmelik çabalarını baltalamaya çalışır. Kolları o kadar uzundur ki, Dünya Sağlık Örgütü bu durumu araştırdığında tütün endüstrisinin ön gruplarının izine işlerine göre algı yaratabilecekleri her yerde rastlamıştır.

Örneğin, tütün endüstrisi, tütün kullanıcılarının haklarını savunan birlikleri desteklemekte, bu grupları iç mekanlardaki tütün yasaklarına muhalefet olarak kullanmaktadır. Ancak DSÖ raporları, bu tip grupların şeffaf ve samimi olmadığını, endüstriyle olan ilişkilerini gizleyerek yanıltıcı iddia ve kanıtlar ürettiğini net şekilde ortaya koymaktadır.3

Bunların bir başka örneği de Uluslararası Tütün Yetiştiricileri Birliği’dir. Söz konusu birlik, tüm dünyadaki milyonlarca tütün çiftçisinin haklarını temsil ettiğini ve desteklediğini ileri sürer. Ancak aslında endüstri güdümündeki birlik, sadece çokuluslu tütün firmasının çıkarlarını temsil etmek üzere tütün çiftçilerini kullanmaktadır. Endüstri, Uluslararası Tütün Yetiştiricileri Birliğini mali açıdan desteklemektedir. Bu birlik Dünya Sağlık Örgütü’nün Tütün Kontrolü Çerçeve Sözleşmesi’ndeki tütün kontrol tedbirlerinin ve görüşmelerinin sekteye uğraması için de bir dizi faaliyette bulunmuştur:3

• Tütün kontrol tedbirleri değerlendirmeye alındığı sırada çiftçileri protestolar için harekete geçirmek

• Tütün kontrolü yasaları ve yönetmeliklerinde önerilen maddeler hakkında yorum ve görüş bildirmek

• Koalisyonlar oluşturmak ve tütün düzenlemelerinin ekonomik etkileri hakkında kanıtı olmayan araştırmalar yaymak

TÜTÜN KONTROL POLİTİKALARINI NE KADAR ZAYIFLATIRLARSA, ENDÜSTRİYE O KADAR KAR !

Tütün endüstrisinin tütün kontrolünü engelleme stratejisi sadece ön gruplarla sınırlı kalmaz. Riske atamayacağı büyüklükteki pastasını korumak adına halk sağlığı için tasarlanan tütün kontrol politikalarına karşı küresel bir savaş halindedir. Bu politikaları zayıflatmayı ya da mağlup etmeyi hedefleyen başlıca stratejileri şöyle sıralanabilir:3

Taslak politikaları baltalamak: Taslak halindeki düzenlemeleri, kendilerince yorumlayarak veya hükümetlere “teknik destek” teklif ederek doğrudan yasaları etkilemeye çalışırlar. Sürece dahil edildiklerinde, kendi yorumlarıyla etkili önerileri baltalamaya, etkisini azaltmaya ve süreci geciktirmeye çalışırlar. Endüstrinin taslak veya düzenlemeye ilişkin yorumları hiçbir zaman insan hayatını gözetmez. Hükümetlerin vatandaşlarının sağlık ve esenliğini koruma görevi ile endüstrinin çıkarları arasında doğal bir çıkar çatışması bulunur.3

Politika geliştirilmesi sırasında görüş sağlamak: Endüstri, etkili düzenlemeler için, tütün kontrol politikaları geliştirilirken kendisine danışılması gerektiğini ileri sürer. Tütün firmaları, kendi sektörlerinin vergiler ve istihdam açısından ülkenin ekonomisine önemli bir katkı yaptığını öne sürerek politikanın belirlendiği masada kendilerinin de bir sandalyesi olması gerektiğini iddia ederler. Kendilerine danışıldığında yürütme ile ilgili sorunların da önlenebileceğini ve hatta ancak kendilerinin, tütün politikasının çıktılarını tam olarak anlayabileceğini ileri sürerler. Oysa endüstrinin bu sürece katılmasının nedeni dikkati kendilerinden başka tarafa yönlendirmek, güçlü düzenlemeleri sulandırmak ve etkisiz kılmaktır.

DSÖ, Tütün Kontrolü Çerçeve Sözleşmesi’nde de tütün kontrol politikalarının taslak aşamasında endüstri ile destek, öneri veya iş birliği çerçevesinde herhangi bir iletişimde bulunulmaması gerektiği vurgulanmıştır.3

Gerçek önlemlere karşı
-mış gibi düzenlemelere tam destek…

Tütün endüstrisi uyumlu görünmek adına kendi çıkarlarına daha az zarar vereceğini düşündüğü düzenlemeleri birkaç yolla gönüllü olarak destekler:

Uygulanacak bir yasa yerine daha az etkili bir düzenlemeyi desteklemek:

Tütün firmaları tütünün zararlarına karşı korumayan tedbirleri destekler ve yayar. Bunların arasında “gençleri tütünden koruma” programları, sigara kullanan ve kullanmayanları ayıran gönüllü “sigara içilebilir alan” tedbirleri, verimsiz havalandırma teknolojileri, küçüklere satışı azaltmayı amaçlayan satıcı eğitim programları ve gönüllü tanıtım ve pazarlama kurallarının yürütülmesi yer alır. Endüstri bunların uygulanabilir düzenlemelere olan ihtiyacın yerine geçebileceğini ileri sürer. Gerçek olan ise tütün firmalarının uygulanması zor veya mümkün olmayan ya da etkisiz tedbirleri kendi çıkarları için desteklemesidir. Bir başka deyişle dumansız hava sağlayan yasalar veya kapsamlı reklam yasakları gibi kısıtlılıkları geciktirmeleridir. Nedeni de çok açıktır: Bu gönüllü tedbirler işe yaramaz ve güçlü yasaların yerini alamaz.3

Güvenilir bir paydaş olarak görünmek için “makul” düzenlemeleri desteklemek:

Endüstriyle çalışan halka ilişkiler şirketleri, bu firmalara makul düzenlemeleri destekleyen bir konumda olmaları tavsiyesinde bulunmuştur. Buradaki makul düzenleme ise tütün kullanımını azaltabilecek, hayatları kurtarabilecek tedbirin yerini alan görünümü kurtaracak düzenlemedir. Endüstri asla kendine zarar vermez. Tütün endüstrisi bir tedbiri destekliyorsa, o tedbirin aslında tütün kullanımını azaltmadığı veya endüstrinin davranışını dizginlemediği kesindir.3

Tam sigara yasaklarına karşı endüstrinin, ısrarla desteklediği kısmi sigara içilebilen alamlar ve havalandırma sistemleri duruma örnek oluşturabilir. Türk Toraks Derneği’nin açıklamalarına göre “Çevresel tütün dumanı için güvenli doz ya da diğer bir deyişle eşik dozu yoktur. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre de, sadece tam sigara yasağı çevresel tütün dumanından korunmada etkilidir. Bölümlere ayırmak, kısmi bölmeler yapmak veya klima sistemi kurmak gibi yöntemler tam yasakların yerini tutamaz ve başta bebekler, çocuklar, hamile bayanlar ve hastalığı olanlar olmak üzere diğer insanları hasta eder ve öldürebilir. Havalandırma veya filtreleme sistemleri, çevresel tütün dumanı kokusunun ortamda azalmasını sağlayabilir. Ancak tam dumansız ortam dışında, ÇTD’den koruyucu etkin yaklaşım yoktur.

Tütün endüstrisi dumansız hava sahası yaratan yasalara karşı yoğun bir şekilde savaşır. Çünkü bu yasalar davranışları değiştirir. Tütün kullanıcıları daha az kullanmaya başlar. Buna ilaveten sigara kullanmayan kişileri pasif içicilikten korurken tütün kullanımının da normalleşmesine engel olur. Endüstri yıllardır insanları pasif içiciliğe karşı koruyan politikaları baltalamaya uğraşmış, kısmi dumansız hava sahası veya tasarlanmış sigara içme odaları gibi yerlerde tütün kullanımına onay veren politikaları zorlamıştır. Bu tip politikalar da tütün kullanıcılarının kapalı kamusal alanlarda içmeye devam etmelerine olanak sağlamış ve pasif içiciliğin zararlarını azaltmamıştır. Tütün ürünü kullanmayan kişileri bu zararlara karşı korumanın tek yolu %100 dumansız hava sahasıdır. Tütün ürününe pasif olarak maruz kalmanın güvenli bir düzeyi yoktur.3

Tütün endüstrisi dumansız hava sahası politikalarına bazı stratejilerle engel olmaya çalışır:3

• Tütün dumanına maruz kalmanın hastalığa ve ölüme yol açtığı gerçeğini inkar eder veya etkisinin araştırmaların gösterdiği kadar ağır olmadığını iddia eder.

• Farklı havalandırma teknolojileri gibi pasif içiciliğe karşı genel bir koruma sağlamayan etkisiz tedbirleri destekler.

• Kamusal alandaki tütün kullanımına ilişkin düzenlemelerin yalnızca çocukların bulunduğu yerler için geçerli olduğu ve/veya pasif içiciliğe karşı korumanın kimler için yapılması gerektiğine işyeri sahiplerinin karar verdiği “makul düzenlemeleri” destekler.

• Dumansız hava sahasına bağlı tütün kullanımı düşüşünü önlemek için ürün tasarımını değiştirir; örneğin sigara molaları için kısa sigaralar üretmek veya ölümcül olmasına rağmen görünmesi zor duman çıkaracak şekilde dizayn etmek.

• Dumansız hava sahasının hukuki meşruiyetiyle mücadele eder ve tartışır.

Referanslar:

1. Saloojee Y, Dagli E. Tobacco industry tactics for resisting public policy on health. Bull World Health Organ. 2000;78(7):902-10

2. Tobacco Market – Global Market Outlook (2007-2016). Stratistics Market Research Consulting Pvt Ltd. July 2019.

3. Global Tobacco Control. Module 3: The Global Tobacco Industry. https://www.globaltobaccocontrol.org/node/14126/play/25058 (son erişim tarihi: 28.11.2019)